Sezen Aksu’dan sonra en sevdiğim isim…
şarkı sözlerine bakınca hep bi “derin sularda inci tanesi” arama sevdası…
yeni baştan, yine baştan, “sil baştan…”
öyle kolay değil ki “hayatı sıfırlamak” lakin bir kez olsun gerçekleşti mi sıfırdan da başlayamıyorsun ki…
eksiliyorsun çok eksiliyor, eksilerden başlıyorsun çok eksilerden…
düzelmeden, düzeltmeden ya da düzlemeden eskileri de başlanmıyor ki yeniden…
ne unutmak mümkün ne hatırlamak…
“sıradan basit bir günün uğruna” yalvarmanın ve dua etmenin ne demek olduğunu öğrendikten sonra,
devriliyor, evriliyor dünya(n)… devriliyor, evriliyor insan…
“her bahar öncesi kardelene dönüşmeyi” beklerken “kopmayı, koparılmayı” kim anlatabilir ki onun gibi…
“kalabalığın içinde yapayalnız hissetmektense dünyanın bir ucunda tek başına” yaşamayı kim nasıl göze alabilir ki…
“içinde yüzdüğü bir deniz…” yoksa…
“korkarak yaşamasan” da “artık kısa cümleler kurmak” istiyorsun bir zaman sonra…
cümlelere bile ihtiyaç kalmıyor bir vakit…
yaşamak için yiyecek kadar yaşamak için konuşmak da yeterli nasıl olsa…
“kabullenip her şeyi olduğu(n) gibi yola çıkıyorsun yarınlara…”
“kendini kaybetmekten yorulmaktansa”
bir “Hoşça’kal” kadar yakınsın insana ve hayata…
ne de olsa “bir kısrak gibi gelmişsin dünyaya,
şahlanıp koşmak, şahlanıp gitmek içinde var…”
peki söyle
“sen nasıl başardın, nasıl böyle kaldın…
büyürken eskimeyen, eskise de değerlenen…
yoksa sen de sadece öyle duranlardan mısın…”