Son haftalarda kitapçıların vitrininde çok satanlar listesinde yer alan IKAGI kitabı uzun ve mutlu yaşamanın sırlarını bize sunmayı vaat ediyor. Kitabı bitirdikten sonra, içerisinde güzel ve faydalı bilgiler olduğu konusunda hemfikir olmakla birlikte burada yazılanların çoğunun sadece Japonların değil aynı zamanda geleneksel kültürlerin, biz Türklerin de, yaşam kodlarında yer alan bilgi ve yaşam tarzı olduğu da bir gerçek. Birkaç nesildir uzaklaştığımız ne varsa bugün bize yaşam ve mutluluk sırrı olarak sunulması da ilginç aslında. Hele ki bu durumun kişisel gelişim uzmanlığı ya da yaşam koçluğu olarak pazarlanması da ilginç olmakla birlikte maalesef bir ihtiyaç haline de gelmiş durumda.
Kitaba dönecek olursak, kitap bir solukta/birkaç saatte (iyi kitap okurları için) okunabilecek seviye ve içerikte. Dolayısı ile çerezlik niyetine çayın, kahvenin yanında kafa yormadan kendimize gelmemize/dönmemize yardımcı olacak nitelikte.
Kitabın özü hepimizin şu hayatta ki anlam arayışı aslında. IKAGAI kelime olarak “hep meşgul kalarak mutlu olma” olarak ifade edildiğine göre hayatın anlamı da mutlu olmak olsa gerek. Geçmişte ya da gelecekte değil içinde yaşadığımız “an”da.
Uzun yaşamın sırrına baktığımızda ise sağlıklı ortam, sağlıklı besinler, basit ve sade bir yaşam, zorluklar karşısında pes etmemek, anı/akışı yakalamak olarak özetlemek mümkün. Bu sırra vakıf olmaktan öte yaşayanların çok olduğu Japonya’nın Okinawa adası ve Ogimi kasabası merak edilen mümkünse gidilmesi gereken yerler listesine eklendi bile. Nitekim yaş’lanırken bile genç kalabilenlerin yaşadığı yerleri ve ortamı merak etmemek mümkün mü. Emekliliğin olmadığı ve herkesin mutlu olduğu bir amaca bağlanarak varlığına anlam kattığı yerler buralar.
Kitapta geçen bazı öğretilerden;
Hayatın anlamını biz yaratmayız, onu keşfederiz. (Sartre)
Yaşamak için güzel bir nedeniniz olsun ve ona hayat boyu bağlı kalın.
İnsan karşılaştığı her durumda kendi yolunu çizebilir, bu insandan alınamayacak tek özgürlüktür. Kendiniz için mücadele edin.
Yaşamak için nedeni olan herkes nasıla katlanır. İhtiyacımız olan şey huzurlu bir varoluş değil, sahip olduğumuz beceriler ile üstesinden gelmeye çalıştığımız zorluklardır.
Duygular konusunda varlıklı ve cömert olmak en iyisidir. Duygularınızı kabul edin. Duygularımızı biz kabul etmeyiz, onlar bize gelirler ve onları kabul etmek zorundayız. İşin püf noktası onları hoş karşılamaktır.
Midenin hepsini doldurma (%80 dolsun), sofradan aç kalk; sofrada önce gözün doysun.
Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur; kafan sağlam olsun istiyorsan bedenine, sağlığına, midene dikkat et. Zihnini dinç ve aktif tut. Zihnini eğit ve yaşlanma/genç kal.
Çok oturmak yaşlandırır, hareket et; çalış… Stresi azalt, doğru yönet.
Zorlukları sonuna kadar görmek isteriz, kendimizi zorlamak bizi keyiflendirir.
Harita yerine somut hedef gösteren bir pusulaya sahip olmak çok daha önemlidir.
“Mutlu bir adam o andan o kadar memnundur ki geleceğe kafa yormaz” Albert Einstein
Tek bir işe yoğunlaşmak lazım. Birden fazla işi yapmak verimliliği azaltır.
Asıl önemli olan yolculuğa odaklanmak.
Yukarıdaki gibi aslında daha önce de duyduğumuz, dinlediğimiz birçok öğüt, nasihat yanında çok sayıda örnek ve uygulama da kitapta kendine yer edinmiş vaziyette. Kendimize gelmek, yeniden çeki düzen vermek, bunun için neler yapılabileceğini öğrenmek için okunacak güzel ve hafif bir kitap. Beklentiyi yüksek tutmadan keyifle okunabilir.