Yazar: E. F. Schumacher Türkçesi: Mustafa Özel
Yayın Evi: Küre (1990 TYB En İyi Çeviri Ödülü)
Sanırım Schumacher ismini ilk kez Prof. Dr. Erol Tümertekin ile Prof. Dr. Nazmiye Özgüç hocalarımızın Beşeri Coğrafya kitabında “Küçük Güzeldir” kitabına atıf yaptığında duymuş ve sonra sahaflardan temin etmiştim bu kitabı. Yıllar sonra bu kitabı görünce hemen aldım. Bu dünyada, aklı karışanlara iyi gelir diye. Dünya, ülke, toplum ve birey hayatına baktığımızda aklı karışmayan bir insan bulmak da mümkün değil aslında. Sadece aklının karışık olduğunu bilmeyen vardır belki o da güzel bir durum tabi. Aklın insana yaptığı oyunları kısmen bile anlayınca aklın da kafasını karıştırmamak en iyisi aslında. Neyse…
Kitabın özü varlık ve bilgi felsefesi üzerine kurgulanmış dolayısı ile üzerinde epeyce düşünerek okumanız gereken metinler mevcut. Ancak konu varlık ve bilgi olunca yaşam üzerine sayısız derslerin çıkmaması ne mümkün. Bireyciliği ve piyasa ekonomisini gayet güzel bir biçimde yerde yere vururken doğru bir düşüncenin yeni olamayacağını, çünkü doğruluğun insan zekası tarafından üretilen bir şey olmadığını ifade etmiştir. Doğru bizden bağımsız olarak vardır ve bize düşen de sadece onu kavramaktır.
“İmal ediyorum, satıyorum, öyleyse varım…”, şimdiki hali ile “tüketiyorum varım” önermelerini ve hatta Descartes’in “düşünüyorum öyleyse varım” önermesini dahi yaygın ve karanlık bir çaba olarak görerek bireyciliğe yönelimi eleştirirken Guenon’u takip ediyor. Filozof ‘araştırma çılgınlığına’ kapılmış inkarcı bir münkirdir. Bireycilik entelektüel sezginin inkarıdır. Filozoflar için önemli olan orijinal olmaktır, bunun için gerçeği feda etmek gerekse bile. Geleneksel bir uygarlıkta bir adamın bir düşünce üzerinde mülkiyet iddiasında bulunmaya kalkışması düşünülemeyecek bir şeydi. Eğer bir düşünce doğruysa onu kavrayabilen herkese aitti, eğer yanlışsa onu düşünmüş olmakla övünmenin anlamı yoktu.
Dünyanın bir çok ülkesinde orta-tekonolojiye dayalı projeler geliştirip uygulayan, başta kendi ülkedaşları olmak üzere bütün dünyayı insani bir iktisadi faaliyete (hayırlı çalışmaya) davet eden Schumacher’e göre “İktisadi problem diye bir şey yoktur ve hiç bir zaman da olmamıştır. Manevi bir problem var yalnızca.”
Kitaptan alıntılar…
“Bu dünyada aşağı varlık düzeyleri (kademeleri) ve yüksek varlık düzeyleri vardır. En üstün düzey “kendinin farkında olma (self-awareness) düzeyidir. İnsan gizli güçlerini harekete geçirip daha yüksek kademelere ulaşabilir.
Kartezyen devrim insanı, onun insanlığını devam ettiren yüksek düzeylerden ayırdı, insanoğlu Göklerin (Mavera) kapılarını kendisine kapattı ve muazzam enerji ve hüner ile kendini yeryüzüne (Masiva) hapsetmeye çalıştı. Şimdi Yeryüzünün ancak bir geçiş mevkii olduğunu dolayısı ile Göklere erişmeyi reddetmenin Cehenneme gönülsüz bir alçalma manasına geldiğini keşfediyoruz.
“Yeryüzünün cömertliği bütün insanlığı doyurmamıza imkan verir.”
“Nasıl bir hata tarihinden zuhur ettik biz !”
“Eğer kendimi doğru saydığım şüphe taşımayan bilgi ile sınırlarsam, hata riskini en aza indirmiş ama aynı zamanda hayatta en ince, en önemli ve mükafatı en yüksek şeyleri kaçırma riskini azamiye çıkarmış olurum”
Leningard haritalarında ibadet edilen kiliseler turizm haritalarında gösterilmiyor. Okulda ve üniversitede bana sunulan felsefi haritalar da Leningard haritaları gibi “yaşayan kiliseleri” gösterememekle kalmıyor sadece; aynı zamanda tıp, tarım, psikoloji ile sosyal ve siyasal bilimlerin teori ve pratiğinde “ortodoks olmayan” geniş bölümleri göstermekte aciz kalıyordu.” Öyle değil mi zaten tüm haritalar harita yapıcılarının anladıkları ve göstermek istedikleri ile sınırlı değil mi.
“Haritanın ayrıntılarına daha çok aşina oldukça -ne gösterdiğini daha çok anladıkça ve göstermediklerinin yokluğuna alıştıkça daha aklı karışmış, mutsuz ve sinik olduğumuz şaşırtıcı değil.”
“Birden bire kimsenin hiçbir şey bilmediğini idrak ettim ve o andan itibaren kendi kendime düşünmeye başladım ve daha doğrusu düşünebileceğimi fark ettim”
“Modern materyalist bilimcilik (scientism) tarafından üretilen haritalar, gerçekten ehemmiyeti olan bütün soruları cevapsız bırakmaktadır.”
“Bugünkü tehlike bilim adamının külliyi kaybetmiş olmasında değil, aksine bütünlük görüntü ve iddiasında yatmaktadır. Dolayısı ile üzüldüğümüz husus bilim adamlarının uzmanlaşıyor olması değil, daha ziyade uzmanların genelleme yapıyor olmasıdır.”
“Hayat doğrudan doğruya üstümüze ateşlenmiştir.” Ortega y Gasset… “Dur ! Hazır değilim henüz. Eşyayı (şeyleri) birbirinden ayırıncaya kadar bekle” diyemeyiz…
“Sadece istediklerini nasıl elde edecekleri konusunda değil, her şeyden önce ne istedikleri konusunda tereddüt ediyor, kuşkulanıyor, fikir değiştiriyor, şuraya buraya koşturuyor ve kararsız kalıyor”
“Mutluluk için hikmete ihtiyacın var. Mutluluk için seni hür kılacak hakikate ihtiyacın var.”
“Bir soruşturma ya da incelemenin en önemli bölümü başlangıcıdır. Eğer yanlış veya yapay bir başlangıç yapılmışsa araştırmanın daha sonraki aşamalarında en güçlü yöntemler kullanılsa bile durumu asla kurtarmaya yetmeyecektir.”
“Harita yapma felsefenin bütünü değildir. Tıpkı bir harita veya kılavuzun coğrafyanın bütünü olmadığı gibi. Sadece bir başlangıçtır.”
Kılavuz “insanın dünyada yaşadığı” hakkındadır. Harita veya kılavuz sorunları çözmez gizemleri izah etmez, sadece onları teşhis etmemize yardımcı olur.”
“İnsan mutlu olmayı arzular, sadece mutlu olmak için var olur ve mutlu olmamayı istemez” Pascal
“Modern dünyanın vahşileşmesine hiçbir şey, bilim adına insanın “çıplak maymun” gibi yanlış ve alçaltıcı tanımlamalarından daha fazla yardımcı olamaz. İnsanları çıplak maymun olarak düşününce, vahşiliğin serbestçe içeri girmesi için bütün kapılar açılmış olur”
“Bir insanın elinden geldiği kadar insan olması muhteşem bir şeydir”
“Kendinin farkında olma, ender olan bir güçtür. En yüksek derecede değerli ve nazik bir kişinin en yüce ve çoğunlukla geçici başarısı, bir anda mevcut iken hemen kolayca yok oluveren bir özellik”
“Bir insan ne kadar çökmüş ve şartların esiri olmuş olursa olsun, kendini kabul ettirme ve şartların üstüne yükselme imkanı her zaman mevcuttur.”
“Kişiliğin kendisi görünmezdir…”
“İnsanın (iç) dünyası karşılaştırılmayacak derecede daha büyük ve zengindir. Yani bütün evreni deneyimini içine almaya muktedir olduğu öne sürülmektedir. Kişi “daha yüksek” oldukça, dünyası da o denli daha büyük ve daha zengin olur”
“Bilenin kavrayışı bilinecek şey için yeterli olmalıdır.”
“Önce güneş gibi olmadıkça göz asla güneşi görmedi ve bizzat kendisi güzel olmadıkça ruh asla “İlk Güzelliği” göremez…” Plotinus
“Bilinen nesne bilenin içinde olduğu sürece bilgi ortaya çıkar” St. Thomas Aquinas
“İnsanlar farklı dillerde ama tek bir sesle bu dünya kitabı sadece renkli bir şekil değil, aynı zamanda bir anlam ifadesi.”
“Batı insanı araçlarda zengin, amaçlarda yoksul olmuştur.”
“Başkalarını bilen akıllıdır, kendini bilen aydınlanmış”
“Evet sık sık kendimizi kaybederiz…”
“İnsanı beceriksiz, sefil, eksik yapan dikkatini gelişigüzel sürükleyen başıboş ve haylaz hareketleridir.”
“Bütün tabiat aşkın gerçeklerinin bir simgesinden daha fazla bir şey değildir”
“Azametli “bilim adamı” unvanına hak iddia eden insanların öylesine disiplinsiz ve pervasız spekülasyonları bilimsel bilgiye katkı diye sunmaya cesaret etmeleri- ve bu işi kapıp götürmeleri ! – çağımızın büyük paradokslarından biridir.
“Aşkı nefrete, adaleti adaletsizliğe tercih eden; Dante gibi şiir yazan, Mozart gibi müzik besteleyen ve Leonarda gibi resim yapan bir varlık”
“Yaşamak her şeyden önce problemlerle uğraşmaktır.
“İtaat iyi bir şeydir ve eğer iyi bir şey ise fazlasının çok daha iyi bir şey olacağı kamil bir mantıkla ileri sürülebilir. Bu mantık biçimi tam disiplin ve tam itaatin mükemmel bir şey olduğu sonucuna götürür bizi… ve okul yerine bir hapishane çıkar karşımıza…
Özgürlük ve disiplin/itaat, işte size mükemmel bir karşıtlar çifti… Hiçbir uzlaşma mümkün değildir..
“Bazıları günahla yükselir ve erdemle düşer bazıları...” Shakespeare
İnsan düştüğü yerden kalkar, düştüğü şeyle kalkar…
Modern deneyimin başarısız olduğu her geçen gün daha çok sayıda insan fark etmeye başlıyor. Modern dünyanın dinsiz yaşama deneyimi başarısızlıkla sonuçlandı.”
Yaşama sanatı her zaman kötü bir şeyden iyi bir şey çıkarmaktır.
Modern dünyayı kurtaracak yeterli sayıda insani geri dönüşe ihtiyaç var…
Başarabilecek miyiz…